Forum Magarula
Prof. Doğu Ergil Uyeols10
SİTEMİZE ÜYE OLARAK
1) yorum yazabilir,
2) haber gönderebilir,
3) üye listesine erişebilir,
4) diğer üyelerle yazışabilir,
5) forumlara katılabilir,
6) günlük yaratabilir,
7) ve daha pak çok özeliklerden faydalanabirsiniz,
Magarula forum hayırlı günler diler sevgi ve sagılarımızla
BARKALA

Join the forum, it's quick and easy

Forum Magarula
Prof. Doğu Ergil Uyeols10
SİTEMİZE ÜYE OLARAK
1) yorum yazabilir,
2) haber gönderebilir,
3) üye listesine erişebilir,
4) diğer üyelerle yazışabilir,
5) forumlara katılabilir,
6) günlük yaratabilir,
7) ve daha pak çok özeliklerden faydalanabirsiniz,
Magarula forum hayırlı günler diler sevgi ve sagılarımızla
BARKALA
Forum Magarula
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
"Eskiden iyilik yaparlardı söylemezlerdi. Sonra hem yapmaya hem de söylemeye başladılar. Şimdi ise yapmıyorlar fakat söylüyorlar.* Ömer bin Hâris (Rahmetullahi aleyh)

Aşağa gitmek
admin
admin
kulanıcılar
Prof. Doğu Ergil Shanex10
Prof. Doğu Ergil Shanex10
<b>Mesaj Sayısı</b> Mesaj Sayısı : 997

Kişi sayfası
imam şamil: 1
https://magarula.forum.st

uyuma Prof. Doğu Ergil

Cuma Mart 18, 2011 8:41 am

Kürt sorunu nasıl çözülür? Prof. Doğu Ergil'in Tempo Dergisi söyleşisi
« : Eylül 23, 2008, 03:19:50 ÖS »


[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

Kürt sorunu' üzerine uzun yıllardır çalışan Prof. Doğu Ergil çözüme yönelik bir öneride bulundu aşağıda Tempo dergisinde yayınlanan söyleşi yeralmakta
---------------

Kürt sorunu üzerine uzun yıllardır çalışan Prof. Doğu Ergil, 1995’ten beri çok kritik raporlara imza attı. Ergil, geçen onca yıl içinde hiçbir siyasetçi tarafından aranmadığını söylüyor ve bu ilgisizliğin sebeplerini arıyor.

Ergil, son olarak Ankethane adlı bir şirketin hazırladığı “Kürt Raporuna” danışmanlık yaptı. Ergil, Akşam'dan Nagehan Alçı'ya “tampon Kürtler”den ve Kürt sorununun çözümünde oynayacakları kilit rolden bahsetti.

Yine bir Kürt Raporu’na danışmanlık yaptınız. Kimin araştırmasının sonucu bu?

Ankethane diye bir araştırma şirketi. Anladığım kadarıyla şöyle olmuş: DTP için bir araştırma yapmışlar, yani zaten sahadaymışlar. Sonra o araştırmaya başka sorular ekleyerek kendileri için ikinci bir araştırma hazırlamışlar. İşte ben o araştırmaya danışmanlık yaptım.

Bu araştırmanın kimin tarafından satın alındığını ve kullanıldığını biliyor musunuz?

Bilmiyorum ve hiç de önemli değil benim için. Benim gibi insanların görevi araştırma yapmaktır. Bu araştırma çıktığından beri birkaç ülkeye davet edildim. Sefaret mensupları aradı fakat benim ülkemin ne bir siyasi partisi, ne hükümetinin herhangi bir kurumu aradı. 95’ten yani kritik raporlarım yayınlandığından beri bir Allah’ın kulu aramadı.

Neden aramıyorlar?

Bu, iki şeye yorulabilir:
1) Hiçbir şekilde bilimin gerçek bulgularına uygun politika üretilmiyor. Bu yüzden bilimsel verilere ihtiyaç yok.
2) Bilimsel verilere uygun bir değişimi arzu eden yok.

Sanırım bu raporlara bakılırsa bir takım değişiklikler gerekiyor. 65 il ve ilçede toplam 14 bin 243 kişiyle yapılmış bir anket elimizdeki. Burada en çok öne çıkan sonuçlar neler?

95’teki sonuçlara göre milliyetçiliklerin keskinleştiğini söyleyebiliriz. Bir kere araya onca yıl boyunca giren kan var. Fakat tüm provokasyonlara rağmen geniş anlamda bir Türk-Kürt çatışması yok, buna karşı bir istek de yok. Bu çok önemli. Bunun üzerinde uzun uzun düşünmeliyiz.

Neden yok sizce? Çatışmayı önleyen ne?

İki grup var. Biri DTP, PKK çizgisi. Bunlar kimlik üzerinden siyaset yapıyor. Ben bunlara “Siyasal Kürtler” diyorum. Bunların dili şiddetle yüklü. Kürtçülük yapıyorlar. Bir de hiçbir şekilde şiddeti siyaset aracı olarak görmeyen bir kitle var. Kimlikleri konusunda duyarlı olsalar da siyasetin temeline kimliği oturtmuyor bu Kürtler. Ben bunlara “Kültürel ya da Tampon Kürtler” diyorum.


Bunları siyasette kim temsil ediyor?

Aslında hiç kimse. Ama genellikle AKP’ye oy vermişler. Yani kendilerine has Kürt kimlikli bir partileri yok.

Neden kültürel Kürt bunlar?

Çünkü kendilerini Kürt olarak görüyorlar ve Kürt olarak kalmaya kararlılar. Fakat Türkiye Cumhuriyeti’ne entegrasyonu siyasetlerinin ana hedefi olarak görüyorlar.

Kürt kimlikleri nerede?

Dillerinde, hislerinde, adlarında...

Kültürel Kürtlerin şikayetleri neler?

Doğu’dakilerin büyük şikayetleri var. Bir kere orasının Türkiye’nin eşit bir bütünü olmadığına inanıyorlar. İkincisi dışlandıklarına inanıyorlar. Adlarını değiştiriyorsunuz, dillerini kullandırtmıyorsunuz. Kürt olmanın bedel ödeyerek mümkün olduğunu düşünüyorlar. Batı ise bunu bilmiyor. Bilmediği için de kızıyor. Nereden çıktı bu Kürtler diyor?

Kültürel Kürtler ile siyasal Kürtlerin şikayetleri arasında ne gibi farklar var?

Siyasal Kürtler kimlik üzerinden siyaset ürettiği için ayrımcılık yapıyor. DTP hep Kürtler için politika üretiyor, ülkenin bütünü için hiçbir şey söylemiyor. Ancak şikayetleri arasında fazla fark yok bu iki grubun. Kürt olmanın ağırlığını ikisi de hissediyor. Ama kültürel Kürtler bütünleşmekten yana. Kürtlüklerinin kabulü ve saygı görmesi karşılığında bu ülkeye sadakatle bağlı olduklarını her fırsatta söylüyorlar. Ötekilerin sadakati ise pazarlığa bağlı.

Nedir pazarlık şartları?

Af ve özerklik örneğin. İstekleri hep siyasal nitelikli. Ötekiler ise yaşamsal taleplerde bulunuyorlar. Ama ikisinin ortak noktası Kürt kimliğinin kabulünü istemeleri. Oysa Kürt şimdiye kadar hep reddedilmiş.

Kürt kimliğini tanımanın içine neler giriyor?

Bütün mesele bu. Dağa gitmeyi engellemek için şiddetin bir siyaset aracı olarak kullanılmasını engellemek lazım. Bunun için kültürel Kürtler’i muhatap almalıyız. Madem ayrılmak istemeyen geniş bir kitle var. Bizim muhatabımız onlar. Onları karşımıza alıp sormalıyız.

Kimleri? Siyasette temsil edilmiyorlar ki?

Bir sürü sivil toplum örgütü var, kamu önderi var. Arkalarında bir sosyal hinterlandı olan insanlar var.

Ben burada bir asimetri görüyorum. Siyasi Kürtler’in sayısı kültürel Kürtler’den çok daha az olmasına rağmen siyasette varlık gösteren hep siyasal Kürtler. Kültürel Kürtler neden bu kadar sessiz?

Bütün mesele burada zaten. Bu insanlar siyasete girerse radikallerin hiçbir mazereti kalmayacak. Ölüp, öldürmeye devam edemeyecek. Ederse altında başka niyetler olduğu anlaşılacak.

Kültürel Kürtler ellerindeki böyle büyük gücü neden kullanmıyorlar?

1) PKK bunları sürekli tehdit ediyor, hatta öldürüyor. Bakın Fethullah Gülen ekibi Diyarbakır’da Kürt sorunu üzerine bir toplantı yapacaktı, yaptırmadılar. Onun ötesinde kültürel Kürtlerin muhatap alınması için Kürtlük denilen bir olgunun kabul edilmesi lazım.

Bu olgu nasıl kabul edilir?

Açın anayasayı bakın. TC vatandaşı Türk’tür, yazar. Onun yerine Türkiye’de yaşayan herkese TC vatandaşı demek lazım. İlla bir etnik tanım şart değil. Biz herkesin haklarını sağlayacağımıza, herkesi tek kimlik altında toplamaya çalıştık. Ben bunu bir huniye benzetiyorum. Ağız kısmında Türkiye’de yaşayan herkes var. Ama alttan Türk olarak çıkmak zorundasın. Bunun için de baskı uygulamak lazım. Yani sistemin içinde baskı var.

Bu huniden geçerek Türkleştirdiğimiz, başka bir deyişle asimile ettiğimiz Kürtler var mı?

Hayır, kimseyi Kürtlüklerinden vazgeçirememişiz.

DTP’ye karşı açılmış bir kapatma davası var. Geçtiğimiz hafta savunmalarını verdiler. Siz DTP’nin savunmasını nasıl buldunuz?

DTP, PKK’nın yavrusudur denemez ama PKK’nın hâlâ etkisi altındaki bir siyasal iklimin içinde doğduğu için o iklime uygun hareket etmek zorunda. O yüzden PKK’yı asla karşısına alamaz. Fakat DTP de şunu yapamıyor: şiddet verimliliğini yitirmiş bir yöntemdir, diyemiyor. Çünkü “sana ne” cevabının karşılığını verecek durumda değil.

DTP’nin içindeki ılımlı kanat niye kendi ayırıp, daha geniş bir kitleye hitap etmeyi seçmiyor? PKK korkusundan mı?

Bir tarafta PKK diğer tarafta devlet korkusundan.

Ama devlet DTP’yi kabul ediyorsa daha yumuşağını neden kabul etmesin?

DTP de Meclis’e normal yollardan girmedi ki. DTP kayalar arasından çıkan bir bitki gibi. O yüzden kültürel Kürtler iki arada, bir derede. Bir taraf uçurum, öbür taraf sert kaya.

Kimlikler konusunda bir ilerleme olmazsa kültürel Kürtler’den siyasal Kürtler’e doğru bir kayış olur mu?

Olur tabii. belki de oluyordur. Bilemiyoruz ki. Bu konular araştırılmıyor maalesef. Kürt varlığını kabul etmediğimiz için ilerleme olmuyor.

Olsa bile çoğunluk kültürel Kürt değil mi? Dolayısıyla çok sabırlı bir topluluktan bahsediyoruz o zaman?

Evet, ve bunun sebebi son dönemdeki iyileşmeler ve AB perspektifi. Kürtler bir gün Avrupalı olacak bir devletin vatandaşı olmanın mutluluğundalar. Bu umut kaybolursa ayrışma gerçekleşebilir. O yüzden bir an önce aklımızı başımıza toplayıp tampon Kürtleri köprü haline getirmeliyiz..

(Kaynak: Tempo Dergisi)
Sayfa başına dön
Similar topics
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz