Forum Magarula
Ermeni Meselesi Ve Türkiye’nin Uluslararası Konumu Uyeols10
SİTEMİZE ÜYE OLARAK
1) yorum yazabilir,
2) haber gönderebilir,
3) üye listesine erişebilir,
4) diğer üyelerle yazışabilir,
5) forumlara katılabilir,
6) günlük yaratabilir,
7) ve daha pak çok özeliklerden faydalanabirsiniz,
Magarula forum hayırlı günler diler sevgi ve sagılarımızla
BARKALA

Join the forum, it's quick and easy

Forum Magarula
Ermeni Meselesi Ve Türkiye’nin Uluslararası Konumu Uyeols10
SİTEMİZE ÜYE OLARAK
1) yorum yazabilir,
2) haber gönderebilir,
3) üye listesine erişebilir,
4) diğer üyelerle yazışabilir,
5) forumlara katılabilir,
6) günlük yaratabilir,
7) ve daha pak çok özeliklerden faydalanabirsiniz,
Magarula forum hayırlı günler diler sevgi ve sagılarımızla
BARKALA
Forum Magarula
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
"Eskiden iyilik yaparlardı söylemezlerdi. Sonra hem yapmaya hem de söylemeye başladılar. Şimdi ise yapmıyorlar fakat söylüyorlar.* Ömer bin Hâris (Rahmetullahi aleyh)

Aşağa gitmek
admin
admin
kulanıcılar
Ermeni Meselesi Ve Türkiye’nin Uluslararası Konumu Shanex10
Ermeni Meselesi Ve Türkiye’nin Uluslararası Konumu Shanex10
<b>Mesaj Sayısı</b> Mesaj Sayısı : 997

Kişi sayfası
imam şamil: 1
https://magarula.forum.st

uyuma Ermeni Meselesi Ve Türkiye’nin Uluslararası Konumu

Paz Eyl. 26, 2010 5:44 am


[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]




[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]



Ermeni Meselesi ve Türkiye'nin Uluslararası Konumu
Prof.Dr. Hasan Köni
24 Nisan 2001
Türü: Konferans

Almanya Türk Toplumu'nun Extertal'de yaptığı toplantıda Ankara Üniversitesi Siyasal Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Köni, Ermeni meselesi ve Türkiye'nin uluslararası konumu konusunda konferans verdi ve şunları söyledi:

Ermeni meselesi

24 Nisan olarak kutlanan Genosid olayı diye birşey yok. Bu tarihte İstanbul ve civarındaki Ermeni liderler tutuklanmıştır. 25 Nisan 1915'de ise İngiliz, Fransız mütteffik çıkarmalarının 250 bin kişi ile Çanakkale'ye yoğun çıkarması vardır. Bu çıkarma haberi alındığı için orduyu arkadan vurmalarını önlemek için sadece 300 Ermeni lideri tutuklanmıştır. Çanakkale'de 18 Mart'da bombalama olmuştur. 25 Nisan'da ise askeri çıkartma. 1915'de Van civarında Ruslar ayrıca Ermeni desteği ile ilerlemektedir. O zaman Türkiye iki ordu arasında sıkışmış durumdadır. 250 bin kişiyi Çanakkale'ye yığmıştır. Doğuda Ruslar'la büyük bir mücadele içindedir. Bu zamanda 1915 yılında Orta Doğu cephesinde ordu Cemal Paşa ve Kemal Paşa ile bir hareket yapmaktadır. Yani üçe bölünmüş ordunun içeride böyle bir katliamı yapması mümkün değil. Aslında iç bölgelerde sadece ufak bir jandarma gücü kalmıştır. O zaman mecburen savaş alanından Ermenileri aşağıya çekmişlerdir. Bu arada çatışma bölgesinden aşağıya kaydırılanlar sadece Ermeniler değildir. Türk ve Kürt aşiretleri ve bazı diğer unsurlar da Osmanlı'nın Mezopotamya bölgesine doğru kaydırılmıştır. Bu bir boşaltma olayıdır. Göç ettirme emri 27 Mayıs 1915'de verilmiştir. Liderlerinin tutuklanması olayı nedeniyle Ermeniler tarafından 24 Nisan alınıyor. 24 Nisan tarihinde İstanbul ve İzmir'deki Ermeniler duruyor. Hatta o zaman Çanakkale savaşlarında savaşan Ermeni birliği bile var. Bu göç olayı karşı tarafa yataklık eden bir grubun ayrım yapılmaksızın aşağıya kaydırılması. Ayrıca çatışmalar sırasında yerinden olmamak için "convert" olan yani müslümanlığa dönen Ermeniler de var. Bunların kimler olduklarını bilemiyoruz. Sayıları 300-400 bin kişi. Mesela Hakkari'deki Alevi kardeşlerimiz dönmüş Ermeniler'dir. Ayrıca dönmüş Museviler ve dönmüş Rumlar da var. Bunları maalesef Türkiye Cumhuriyeti kendi vatandaşlarını rahatsız etmemek için açıklamıyor. Doğuda maalesef bir yangın olduğu zaman askerlik ve nüfus şubeleri ilk önce yanar. Belkide devletin içinde de yüksek rütbeye gelmiş Ermeni kökenli dönmüş insanlarımız var. Kim olduklarını bilmiyoruz. Genelde Ermeni meselesinde dönmelerden hiç bahsedilmiyor. Bu arada karşı tarafa geçmiş olanlar olmuş. Tabii göç etmiş olanlar da var.


[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

Genosid Psikolojisi

Ermeniler konusunda güncel olaylara gelince, Genosid psikolojisi diye bir yapı birden bire ortaya atılmaya başlandı. Bu konuda kitaplar yazıldı. Genosid psikolojisi kitabını yazan insanların bahsettikleri konu şu: Bir toplumda belli bir grup ekonomik olarak çok ileri çıktığı için bir kıskançlık meydana geliyor. Bir çatışma çıktığında da bu kıskançlıktan faydalanarak bu grup ortadan kaldırılıyor. Bu analiz Almanya'daki Yahudiler üzerine kurulmuş bir analiz. Alman toplumunda ekonomik olarak Yahudiler yukarı çıkıyorlar, ekonomik çöküntü ve bir savaş olduğunda da toplum kıskançlık nedeniyle birikimiş kinle beraber intikam alıyor. Osmanlı İmparatorluğu'nda böyle bir genosid psikolojisi yok. Ermenilerinde içinde olduğu azınlıkların ticaret yapması sistemin gereğı icabı. Vergi için para ödüyorlar ve kendileri ticaretle meşguller. Çok sert bir sultan olarak bilinen Abdülhamit'in bile danışmanları Ermeni ya da Yahudi. Doktoru da ayrıca Yahudi. Yani böyle bir ortam yok. "Azınlıklar niye kendi kimliklerini ortaya çıkarmak için katliam motifini kullanırlar?" konusunda araştırma yaptık. Yoğun bir şekilde Musevi hareketini inceledik.

Soykırım işi bir kimlik sorunu

Aslında bu soykırım işi bir kimlik sorunu. (Konuyla ilgili bir anı.) Kanada'da verdiğim bir konferansta, söylediğim herşeye neden itiraz ettiğini sorduğum bir bayan, kendisinin Ermeni olduğunu, dedesini Türklerin kestiğini, Ermenice yada Türkçe bilmediğini, tarihçi de olmadığını söyledi. Konferans sonrası konuştuğumda samimi olarak bana şunu söyledi: "Bu bir kimlik sorunu. Ben gördüğünüz gibi Amerkalı'ya benziyorum. Bu toplum içinde ben kayboldum. Bu genosid tezini ileri sürdükten sonra ise varım (Katliama uğradım ki Ermeni'yim, düşünüyorum ki varım gibi bir şey.) Bu benim varlığımı kanıtlıyor. Bu varlığım kanıtlandıktan sonra bana burs verdiler. Saygınlığım var. Buranın basını bizi dinler hale geldi" dedi. Hakikaten sözde soykırımı iş alanı yaratmış. Bu iş 75-80 milyon dolarlık bir endüstri. (Eğer bu gün soykırımını kabul etsek en aşağı 20 bin Ermeni işsiz kalacak.) Kitaplar yazıyorlar, toplantılar yapıyorlar, para aktarıyorlar ve heykeller dikiyorlar. Amerika'daki moda olan kimlik konusu. (Örneğin buradaki bazı Türklerin, aşırı dinci yada İslamcı olmasının nedeni kimlik koruma boyutunda bir olay oluyor.)



[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

Musevi soykırımı

Musevi hareketini inceledik demiştim. Gerçek olan Musevi soykırımı, 1945-1967 arasında pek uluslararası alanda kabul görmemiş ve çok ortaya çıkarılmamış. Belki Amerikan kültürü içinde hissedilebilir hale getirilmiş ama esas olarak 1967 savaşından sonra Musevilerin, geniş Arap topraklarını almasından sonra (Amerika'nın da müsadesi ile) birden bire soykırım olayı uluslararası alanda bir patlama göstermiş. 1968'de Orta Doğu'nun terörizme girmesi ile diğerleride bunu öğrenmişler. Ve soykırım alanı gelişmiş. Geliştirme sebeplerinden birisi (haklı olmalarına rağmen) şu: işgal edilen topraklardaki meşruiyeti sağlamak. Örneğin Ermenistan Azerbeycan'da işgal ettiği topraklarda devamlı büyüyor. Gürcistan içinde de faaliyetleri var. Bu konuda herhangi bir tartışma yok. Çünkü dünya kamuoyu (Almanya da dahil) 1915 soykırımı olayı ile meşgul.

Politikacıların oy meselesi

Ayrıca tabii politikacıların oy meselesi de var. Konuyla ilgili olarak bir Fransız parlamenteri, "Bir tarihi gerçek vardır. Bir de siyasi gerçek vardır. Bu siyasi gerçek medyanın ortaya koyduğu bir gerçektir ve uluslararası konjüktür, insan hakları ve kimlik krizi ile ortaya konan bir gerçektir. Nihayet Lyon bölgesinde bana oy verecek 22 bin Ermeninin ortaya koyduğu gerçektir. Ben kendi menfaatime göre oy veririm" dedi. Olayın gerçek boyutları bu şekilde.

Sayın Ethem Mahçupyan bir yazısında "Ermeniler enerjilerini kendi devletlerini kurmaktan çok giderek kendi kültürleri ve cemaatleri üzerine yoğunlaştırdılar. Böylece Ermeni milliyetçiliğinin hala neden cemaat karekteri taşıdığı anlaşılabilir" diyor. Aslında söylediği şu: Ermeniler kendi devletlerini kurmakla uğraşmadılar. Kendi kültürleri ve cemaatleri üzerine yoğunlaştılar. Yani açıkçası "Biz devlet kuramadığımız için cemaat sisteminde kaldık." Hangi topluluk kendini bulduktan sonra devlet kurmak için uğraşmaz? Böyle bir analiz olabilir mi?

Almanlar hatıralarında böyle bir olayı yazmamışlar

Tescir (göç) Kanunu'nun çıkışı 27 Mayıs 1915 tarihi. Uygulanışı da 3 Haziran 1915. Askeriyeye gönderilmiş olan emiri uygulayanlar, o zaman görevli olan Alman genel kurmayı. Ordu birliklerine bakıyorsunuz kurmay başkanı Alman yahut ordu komutanı Alman. O sırada böyle bir olay olduğuna dair bunlar hatıralarında ya da yazılarında böyle bir olayı yazmamışlar. Ermeni bir yazar, o dönemdeki hemşirelerin ve Alman askerlerin hatıralarını toplamış, onları bir kitap halinde yakında yayınlayacak.

Aslında azınlıkların kimliklerini bulmak için neden bu tür terminolojiyi (soykırım) kullandıklarını ve bundan neler elde etmek istediklerini iyi anlamak lazımdır.





[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]


admin
admin
kulanıcılar
Ermeni Meselesi Ve Türkiye’nin Uluslararası Konumu Shanex10
Ermeni Meselesi Ve Türkiye’nin Uluslararası Konumu Shanex10
<b>Mesaj Sayısı</b> Mesaj Sayısı : 997

Kişi sayfası
imam şamil: 1
https://magarula.forum.st

uyuma Geri: Ermeni Meselesi Ve Türkiye’nin Uluslararası Konumu

Paz Mart 13, 2011 5:03 pm
bu reklam kimden geldi anlamadım
Sayfa başına dön
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz